Adıyaman' da ki ev sahibimiz Alevi Dedesi. Ben de bu fırsatı değerlendirip babama "cemevi" ne gitmek istiyorum dedim. Babam konuştu ev sahibiyle derken bir akşam ayarlandı ve ev sahibimizle birlikte "cemevi" ne gittik. Buralara kadar gelmişiz bu fırsatları değerlendirmemek ayıp olurdu :) Öncelikli biraz Alevilikten bahsedip sonra "cemevi" ne geçicem.
Türkiye' de Sunnilik' ten sonra en fazla mensuba sahip iktidai mezheptir. Alevilikte, Hz. Muhammed' in son peygamberdir, Ali ise Peygamber Efendimiz' in imamıdır. Alevilikte, Sunnilik' te ki Dört Halife sıralamasından farklı olarak onikicilik itikadının temelinde Hakk-Muhammed-Ali sıralamasını, Ehl-i Beyt ve On İki İmam sevgisi esaslıdır. Ayrıca Bektaşilik, Aleviliğin içinde yer oldu sanılıyor. Bu yüzden bir tarikat olarak "Anadolu Aleviliği" nin tamamını tamamlamaktadır. Kadir Gecesi’yle bağlantılı olarak 3 gün ve Muharrem ayında ise 12 gün oruç tutarlar. Bir de Alevilik' te Hızır Orucu vardır ki bu oruçta Muharrem’den sonra da 3 gün Hızır Orucu tutulur. Son olarak da Masum-u Paklar orucu var, o oruçta Muharrem' den 3 gün öncedir. Alevilik' te kutsal günler : Bizden günleri farklı olarak Hıdırellez (5-6 Mayıs), Şeker Bayramı, Kurban Bayramı, 14 Masum-u Pak, ve Hızır Orucu' dur. Alevîlik’te, Cem’de bulunan 2 kişinin arası bozuksa barıştırılmadan Cem’e başlanmaz. Cem, bir Dede’nin gözetimi altındadır (kaynaklarda bir dede deniliyor ama bizim gittiğimiz "cemevi"n de 2 Dede vardı.)
Gelelim bizim gittiğimiz "cemevi" ne. İlk başta binaya girmeden önce ayakkabılarımızı çıkartıp girişteki ayakkabılık kısmına bıraktıktan sonra Ana Salon/ Büyük Salon dedikleri yere giriyoruz. Biz annemle ve Dede' nin eşiyle birlikte arkalarından giriyoruz. Dede girince "cemevi" ndeki bütün herkes ayağa kalkıp başını önüne eğerek Dede' yi selamlıyorlar. Erkeklerle kadınlar aynı mekanda sohbeti dinliyorlar, ibadetlerini yapıyorlar. Erkekler bir köşede otururken, kadınlarda erkeklerin karşısındaki diğer köşede oturuyorlar. Kapının tam karşısında Dede' lerinin oturacağı koltuk var ki kapıdan girenleri selamlamak için ve kapıdan giren kişilerin de Dedeler' i selamlamaları için. Kapıdan içeriye giren herkes rüku eder gibi önlerini eğilip genelde sol ellerini kullanarak yere sürtüp öpüyorlar ve sonra yerlerine geçiyorlar. Dedeler' de kapıdan giren herkes için sağ ellerine sol kalbinin üstüne götürüp selam veriyorlar. Eğer topluluk halinde girdiyse o topluluk bitene kadar da elleri kalplerin üzerinden çekilmez/ selam verme bitirilmez. Konuşma, ibadet bitene kadar yani salondan çıkılana kadar kapının arkasında bir kişi duruyor yine sağ eli sol kalbinin üstünde olacak şekilde ve bu olay ibadet bitene kadar kapıda duran kişi sürekli ayaktadır. O kapıda duran kişi de gönüllü olmak isteyenler arasından Dedeler seçiyorlar. Çok net duyamadım ama Dedeler sohbetler yapıyorlar, Kur' an' dan bir kısım okuyorlar, dua ediyorlar. Semah gösterisi başlamadan önce Aleviler' in inançlarına göre süpürgeciler, Dedeler' in önüne geçip bir şey diyorlar sonra yerlerine geri dönüyorlar. Yerlerine geri dönerken de Dedeler' e arkalarına geri dönüp çekilmiyorlar, başlar önlerinde geri geriye giderek yerlerine geçiyorlar. Semah gösterisinden bir parça da aşağıda ki video' da. Ayrıca dikkatimi çekenlerden biri de dua ederken biz nasıl "Amin" diyorsak Aleviler de "Allah Allah" diyorlar. İbadet biterken de o süpürgeciler dışarıya çıkıp Dedeler' in aldıkları tatlı tepsileri getiriyorlar ve Dedeler o tepsileri tutup yine anlamadığım bir şekilde dua edip çıkışta o tatlılardan yeniliyor. Anlamadığım şekilde diyorum ama Dualar, konuşmalar hep Türkçe. Salon büyük, yanımdaki teyzeler çok konuştuğu için gürültü çok, mikrofon sesi az olduğu için duyamadım, anlayamadım. Ben yanımızdakiler Arapça konuşuyorlar diye düşünürken Kürtçe konuşuyorlarmış meğer :)
Sohbetten sonra Dede' yle bizi çay, kahve içmeye çağırdılar. Dede ve eşi gidince biz de gittik eli mahkum. :) Gittik, Osmanlı kahvemizi içtik, dağdan getirdikleri Adaçayı' nı içtik, meyvelerimizi yedik. Meyve yerken dede bir tane elmayı böldü ve ev sahiplerine tek tek verdi. Ev sahipleri de Dede' den alırken meyvelerini Dede' nin elini öptüler. Sanırsam Dede' nin elinden alınan her şey için Dede' nin eli öpülüyor.
Demek istedğim tek şey şu : Medyada Doğu, Batı' ya karşı nasıl yansıtılıyorsa Alevilik' te diğer mezheplere öyle yansıtılmış. Sadece yerinde görmeden, araştırmadan önyargılardan kurtulmak zor diyerek mesajımı verdiğime göre hadi bana eyvallah :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder