30 Mart 2015 Pazartesi

Adıyaman Tarihi #Ders:1

Bu kadar bahsettim Adıyaman'dan bir de tarihinden bahsedeyim. Hepimizin kafasında Adıyaman sıradan bir il gibi dursa da köklü ve önemli bir tarihe sahip olmakla beraber Nemrut heykelleri dışında da turistlerin çok uğrak yerleri olan turistik mekanlar var. Bugüne kadar turistik yerler anlattıysam bunların da tarihini anlatmalıyım diye düşündüm ve Adıyaman tarihiyle ilgili bir yazı hazırladım. Buyrunuz Adıyaman tarihi:  

•Biz çok bilmesek de dünyada en eski yerleşim yeri olan Adıyaman'ın tarihi yapılan çalışmalarda M.Ö 40 binli yıllara dayanıyor. 
•Güney Doğu Anadolu bölgesi, Mezopotamya, İran, Kuzey Doğu Anadolu, Kafkasya, Orta Doğu Anadolu arasında yer alan yerleşimin içindedir Adıyaman. 
•Adıyaman' da Paleolitik döneme ait Turistik yerler: Palanlı Kaya Altı Mağarası, Samsat Şehramuz Tepesi ve çevresindeki Kung Kıracı Tepesi, Ziyaret ve Kimşak Tepesi 
 Neolitik, Kalkolitik ve Eski Tun dönemine ait eserler: Samsat Höyüğü(Kommagene Krallığı' nın başkenti) ve Keza Tille Höyük 
• Tunç Çağ döneminde Hititler' den Mittanlılar'a geçme sebebiyse Hititler' in çöküş sürecine girmiş olmasıdır. Frigler döneminde yazılı kaynak olmadığından yapılan çalışmalarda Asurlular etkisi girdiği görülmüştür.  
•Hitit devletinin yıkılmasıyla bir kurulan Genç Hitit Şehir devletlerinden biri Kummuh Devleti varlığını devam ettirmiştir. 
•Her ne kadar Asur etkisi görülse de Persler hakim olmuştur bu topraklarda. Dolayısıyla şehirler valiler tarafından idare edilmiştir. 
•M.Ö 334 yılında Makedonya Kralı Büyük İskender Anadolu' ya gelmesiyle Persler Hakimiyetini kaybetmeye başlayınca Kommagene Krallığı bağımsızlık ilan etmiştir. 
•Kommagene Krallığı' nın başkenti Samsattır ve Kommagene Krallığı' nın hakimiyeti ise M.S 72 yılına kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra bu topraklara Roma İmparatorlu' ğu egemen olmuştur. 
•Roma İmparatorluğu Doğu ve Batı diye ayrılınca Adıyaman Doğu kısmına alınmıştır 395 yılında. 
•643 yılından itibaren bölgeye İslam akınları başlamış olsa da İslam hakimiyeti 670' leri bulmuş ve Emevilerle yeniden yapılanmıştır. Hemen ardından Abbasiler söz sahibi olmuştur bu topraklarda. 
•Her ne kadar İslam hakimiyetine girse de 958' de tekrar Bizans hüküm sürmeye başlamıştır bu topraklarda.  
•Tür akınları olsa da 1114-1118 yıllarında 1204 yılında Selçuklular' ın eline geçen bu topraklar 1298 yılına kadar varlıklarını devam ettirmiştir. 
1230-1250 yılları arasında Moğol Saldırısı olsa da 1298' de Memlükler' in eline geçmiştir bu yerler. 
•1516' da Osmanlı Devleti' ne katılan Adıyaman Samsattaki Maraş beyliğine bağlanmış olsa da Tanzimat'ta Malatya bağlanmış; ancak 1 Ocak 1954' te il olmuştur. 
Bugünlük bu kadar. Eğer bulabilirsem kaynak bu maddelerin her birini bir başlık halinde tarihi notlar vermek niyetindeyim. Herkese şimdiden bol yıldızlı, en parlak, Işık saçan en güzel yıldızlı hafta geçirmeniz dileğimle...

28 Mart 2015 Cumartesi

Gölbaşı/ Adıyaman (Su Hayattır Hayat Güzel)

Adıyaman gezimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Bugünkü yerimizse gölden başka hiçbir şeyi olmayan Gölbaşı. Biz Egeliler çok haşır neşirizdir suyla. Iç Anadolu ve sonrası için karasal iklimden dolayı kuraklaşmaya başlıyor. Bu yüzden Gölbaşı benim için mutluluk, huzur kaynağım oldu. Adıyaman' da turistik yerlerde çok az su bulunur -ki Adıyaman insanı hemen kendini yüzmeye, pikniğe veriyolar böyle yerlerde. Gölbaşı da Adıyaman' ın bir ilçesi. Yaklaşık 50-60 km kadar uzaklıkta. Gölbaşı' nın tek özelliğiyse bir zamanlar Gaziantep ve Malatya iline bağlı olmasıdır. Bu yüzden bol fotoğraflı bir sayfa bekliyor bugün sizleri. :))) 
 
 


 
 

 
 

 
 

 
Çirkin ördek yavrusuyla ilgilenmeyi unutmayın :)) kuğuyla da ilgilenin dicem ama kuğu içlerinden farklı olduğunu bildiğinden heralde hep tek başına gezmelerde ve adı gibi süzülüyor :) 
 
 
 
Bu da göl boyunca yürüdüğünüzde görebileceğiniz tarla manzaraları. Asıl gösterme sebebiysem. Gölbaşı' na 1 Şubat' ta gitmemize rağmen Türkiye' nin batısına göre yemyeşillikti. Heralde buralarda yeşillik görebilmek için bahar havası iyi fırsat. Yazın gelirse kara topraktan başka hiçbir renk göremezsiniz. Ha bir de Gölbaşı' ndaki restorantta ya da yol kenarlarındaki restorantlardan baraj balığı ya da göl balığı da yiyebilirsiniz. Herkesin haftasonu bol yıldızlı geçsin :)) yıldızlı tatiller !!






26 Mart 2015 Perşembe

Şeyh Şehri: Menzil/ Adıyaman

 
Bugünkü konum, en ilginç yeri olan, Menzil. Neden mi ilginç ? Çünkü Türkiye' nin her yerinden Akın Akın bu cemaate bağlanmaya geliyorlar. Menzil, Adıyaman' ın Kahta ilçesine bağlı bir köydür. Köyü gezmeye giderseniz Şeyh' le de tanışma ihtimaliniz var. Genel bilgilere geçmeden önce babamın gördüğü ve bizlere anlattığı kadarıyla birkaç şey daha anlatıcam. Benim gitme fırsatım olmadı; ama umarım bir gün gezme amaçlı gidebilirim. Şeyh' in dediğine göre Dedeleri bir rüya üstüne Menzil' e gelmişler. Çevre illerden, belki de tüm Türkiye' den, şeyh için çalışmaya geliyorlarmış bu köye. Şeyh torunları krallar gibi yaşarken, köy halkı sefil içinde -hatta çevre illerden çalışmaya gelenler yılda bir kere bile ailesini görmeye gidemiyorlar. Gelelim bu şeyh kim? Bugünkü şeyh Abdülbaki Erol' dur. Kurucuları Muhammet Raşit Erol olan Menzil Cemaati Nakşıbendi' ye bağlıdır. Türkiye' de en fazla üyesi olan cemaattir. Menzil Cemaati' nin üyesinin bu kadar fazla olmasının sebebi, kurucusunun devlet yanlısı tutumlarından dolayı olduğu söyleniyor. 12 Eylül' de idamla yargılanmış; ancak aftan yararlanarak idamdan kurtulmuştur. Şeyhin fotoğrafları ve videoları için netten daha fazla bilgi alabilirsiniz. 

24 Mart 2015 Salı

Cendere Köprüsü

Upuzun aradan sonra karşınızda Adıyaman :)). Bugünkü konum yazın gezdiğim Cendere Köprüsüyle ilgili. 
 
Bu fotoğrafta köprü küçük çıkmış ama daha yakını da yok elimde :(( Telefonumu değiştirdiğimden fotoğraflar gitti:((. Tabiki bu da Adıyaman' ın dışında, ilçe yollarından birinde. Dünya' da kullanılan en eski köprü olarak sayılmakta. Kahta ve Sincik' i birbirine bağlayan köprü Romalılar zamanında yapılan en geniş kemere sahip 2. köprüdür. 193-211 yılları arasında Roma İmparatoru tarafından karısı ve oğlu adına yaptırılmıştır. Toplamda 4 korint sütundan oluşan köprünün Kahta girişi İmparator Septimius Severus ve eşine; Sincik girişi ise iki oğlu Geta ve Caracalla için yapılmıştır bu sütunlar. Kardeşi Geta' yı öldüren Caracalla aynı zamanda Geta' nın sütununu da yıktırmıştır. 

22 Mart 2015 Pazar

writershouses.com

Gördümki Kendimce yazılarım çok tutmadı. O yüzden eski stilimde devam etme kararı aldım. Bu sayede size bir site tanıtıcam. Ben bu siteyi ,yanlış hatırlamıyorsam, egoist okur sayfasında görmüştüm. Bahsedeceğim siteyse yazı başlığı olan writershouses.com. Bu site Dünya edebiyatında önemli yazarların evlerinin müzeye çevrilmiş fotoğrafları var. 
 
Resimden de anlıcağınız gibi Oscar Wilde' ın evi. Sağ taraftaysa müzeye çevrilmiş evin adresi var. Dilerseniz siteye mesaj bırakabilirsiniz. Bıraktığınız mesajlar da sitede yayınlanıyor. Yurt dışına çıkmadan önce bakılması gereken bir site bence. Sadece Amerikalı yazarların evleri yok bu sitede. Kanada, Şili, Küba, İngiltere gibi birçok ülkenin önemli yazarlarının evlerini de görebilirsiniz. Yurt dışına çıkılmadan önce bakılması gereken bir site desem de çıkamayanlar için de müthiş bir site. Dediğim gibi her evin sağ tarafında adresleri de var. Hangi günlerin ziyarete açık olduğu yazıyor saatleriyle birlikte. Benden bildirmesi, keşfetmesi sizden :)) Herkesin haftası güzel geçsin :))

20 Mart 2015 Cuma

Doğan Cüceloğlu Etkinliği

 
Bugün çok koşturmalı bir gündü. O yüzden bloğuma yazma işim gecikti. Sabah ders, öğle arası Doğan Cüceloğlu etkinliği, tekrar ders... Bugün üniversitemizde Doğan Cüceloğlu vardı. Konferansa yarım saat önceden gitmiş olmama rağmen salon tıklım tıklım doluydu ve kapı dışında insan yığını vardı. Böyle olunca giremedim salona :( koridora içerdeki görüntüyü yansıttılar ve insanlar koridorlara sandalye çekip izlediler ama ses yeterli değildi. Hal böyle olunca bende derse gittim artık. Dolayısıyla tanışma hayallerim de bir başka bahara ertelendi. :( Tesellim de nasip böyleymiş. Bugünü böylelikle bitirdim. Herkese iyi akşamlar, iyi haftasonları. 

18 Mart 2015 Çarşamba

ÇANAKKALE ÇANAKKALE

 
 
Bugün günlerden Çanakkale Geçilmez. Bugün günlerden 18 Mart. Sadece bir öğünle geçen günler, imkansızlıklar, karşı tarafın acımasızlığı, her şeye rağmen kahraman şehitlerimizin insanlığı, kahramanlıkları, Türk kadının yardımlığı, Türk askerlerinin esir düşüp yakılması, düşman Türkler' e esir düşüp insan muammele görmesi... Haber programlarında şehit torunlarını gösterdiler. Evet, belki onlar doğrudan şehit torunları olabilir; ama bizler de şehit torunuyuz diye düşünüyorum. O yüzden bende şehit torunu olmaktan çok gururlu ve onurluyum. Evet bugün ülkemizi kurtardık; ama düşmanlara insanlık dersinin verildiği en büyük, en özel günlerden bence. Başta Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimize Allah' tan rahmet diliyorum. Bugün bu kadar rahat yaşıyorsak, gezip tozuyorsak 100 yıl öncesi sayesinde. Allah bir daha bu ülkeye Istiklal Marşı yazdırtmasın, Allah bu ülkeye bir daha savaşın "s" ini yaşatmasın. Bu ülke hem içte hem dışta çok çekti daha da çektirtmesin inşallah. Çanakkale Zaferimizin 100. yılı kutlu, mutlu olsun. Saygı, sevgi ve rahmetle...

16 Mart 2015 Pazartesi

Bahar, Bahar, Bahar

 
 
 
Nihayet Türkiye' nin batı kesimi bahar havasını soluyabildi. Batı diyorum çünkü Adıyaman' dayken ben hiç kar yağmadı. 10 dakika kadar tozuyup bitti. Kötü mü oldu? Hayır tabiki, hayatımın en sıcak sömestre tatilini geçirdim. Hala ülkemizin soğuk köşeleri varsa çay gibi sıcacık ısınmalarını diliyorum. Ya da şiirdeki gibi "siz" li sıcacık günler. :))

14 Mart 2015 Cumartesi

4 Gün Önceki Yazıma Devam :))

 
 
Bugün dört gün önceki yazıma devam edicem. Neden mi ? Rutinleşen whatsapp yazışmalarımız. Dün her zamanki gibi whatsapptan yazıştık. Ikimizde birbirimizden habersiz musmutlu olmuşuz farklı şehirlerde. Ben her zaman böyle düşünüyorum. Nedense aynı zamanda evleneceğimizi düşünüyorum :)). Hayat bu belki aynı zamanda evlenemeyebiliriz ama aynı anda aynı hislerden dolayı mutlu olacağımız kesin. :)) Böyle kesin konuşma sebebimse dünkü whatsapp yazılmalarımızın beni bir kez daha haklı çıkarması. Beni o dünyalar güzeli arkadaşımdan daha iyi anlayan yok. Daha doğrusu farklı yerlerde birbirimizden habersiz aynı şeylerden aynı anda mutlu olacağım kimse yok -şimdilik-. Belki -ileride evlenirsem ailem olabilir- ama şimdilik öyle bir ailem olmadığına göre :)). Dün bir arkadaşımın geçmiş doğum günü ve bu seneki doğum günü hediyesi için sipariş verdiğim ürünler elime ulaştı. Bu ürünleri arkadaşıma whatsapptan yolladım ve içlerinden bir tanesini beğendi. Bu kadar önem verdiğim biri beğendim der de ben de yaptırmaz mıyım hiç ? Hem de en âlâsından :)). Aklımda farklı fikirler belirdiğinden bir tane siparişle yetinmicem. Her ne kadar arkadaşım mükemmelse ailesi de o kadar mükemmel. O yüzden arkadaşıma sürpriz üstüne sürpriz yapıcam :)) Arkadaşım bloğumu biliyor, eğer okuyorsa ondan ricam hiçbir şeyden haberin yokmuş gibi davran kuzucum. :)) Eğer haberi de yoksa canım arkadaşıma yazdığım her yazıyı canım arkadaşım için saklıyorum :))  
 
  Bu arada yarın sınava girecek bütün öğrenciler için Allah yardımcıları olsun. Bloğuma okuyanlar ve çevresinde varsa YGS öğrencisi, bütün dualarıma size yolluyorum geleceğimizin gençleri !!! Hepinize kolay gelsin. BAŞARILAR

12 Mart 2015 Perşembe

#Kafa Karışıklığının Gücü Adına#

 
 
Güne çok süper başlarken bir anda ruh halim değişebiliyor. Bir ara çok umutluyken bir ara çok ürkek, korkak biri oluyorum. Aklımda tek bi şey yok, hep başka şeyler. Bunlarda işi zorlaştırıyor. Yine içim çok korkak. Dualara sığınıyorum yine de bisüre sonra bu korkaklık geri geliyor. En kötüsü de sapasağlamken hiçbir şey yapamamak. Hep bir şeylere başlayayım derken başlayamamak, hep engellerin çıkması, çıkarılması. Hangi umuda satılırsam sarılayım o umudun paramparça yok olması. Her seferinde tekrar denemeye başlayıp gene aynı sonuçlanması. Insanın biyerden sonra tutunacak umutların azalması, azaltılması... Belki de yanlış yerden başlıyorumdur kim bilir ? Belki de yanlış insanlardan yardım istiyorumdur? Kısacası bu içimdeki korku hiç geçmiyor  :(( 

10 Mart 2015 Salı

Yine Blog Gündemim Değişti :))

 
 
Yine bloga yazıcam konum değişti son dakika gelişmesi olarak. Ne mi değiştirdi konumu ? Tabiki whatsapp!! Nasıl mı ? En yakın arkadaşımla, dostumla, kardeşimle konuşarak. Ne mi konuştuk ? Tabiki de söylemicem. Konu mu ne o zaman ? Tabiki dünya güzelinden bahsedicem. Adı mı ne ? Tabiki söylemicem. Niye mi ? Kendimi gizleyerek blog açtığımdan, hiçbir kimseye bahsetmediğimden, isimlerden, belki de mekanlardan bahsetmicem. Ilerleyen zamanlar da belki , o da bu dünyalar güzeli arkadaşım bloğuma yazı yazmak isterse. Belki o zaman kendimi deşifre edebilirim- bu da arkadaşıma bağlı. Bunu zaman gösterecek.  Gelelim artık şu dünyalar güzeli arkadaşıma. Kim mi ? Kendisi liseden arkadaşım olur. Aynı ortaokuldan mezun olmuş olsak da, hatta sınıflarımız karşılıklı olsa da birbirimizden bihabermişiz. Tanışmamızsa liseyi buldu. Hem kendisi hem gönlü güzel bir matbazel. Matbazel çünkü asil, kaliteli. İç dökmelerimizi yaptık rahatladık. Sanırsam birbirimizi en iyi anlıyoruz, tabii ki ailesinden sonra. Birbirimiz bir dönem arayıp sormasak bile bir araya geldiğimizde, konuşmaya başladığımızda hiç dert etmeyiz, işte böyle bir mükemmel biri, biriyiz :)) Aslında daha anlatılacak o kadar şey var ki bu muhteşem kişi hakkında ama hepsini bir anda bitirmek istemiyorum. Tek blog hesabımı bilen en mükemmeliyetçi arkadaşım, seviyorum seni <3 <3 <3 hem de en en güzelinden kalp. 

8 Mart 2015 Pazar

Kim Ne Derse Desin Bizim Günümüz

 
 
 
Madem bugün 8 Mart ilk kadın doktorumuz olan Safiye Ali ile başlamak en doğrusu olur herhalde. Aslında çeşitli mesleklerde ilk kadınlarımızın resimleri olsa da ben bu fotoğrafı seçtim. Gelelim bizim günümüze. Birkaç yıl önce arladaşım bana kadınlar ezik olduğu için böyle bir günün ortaya çıktığını söylemişti ve şimdi o arkadaşımı sosyal medyadaki bütün hesaplarımdan engelledim (hak etti ama dimi?? :)))) Amacım -arkadaşımın yaptığı gibi- siz erkek milletini küçümsemicem. Ama sizi en ağır şekilde eleştirmiceğim anlamına gelmez.  Çünkü biri olmadan diğerleri de olmuyor, dünya kanunu, yapıcak bir şey yok. Erkeklerin kadınları küçümsemesi nedendir hiç anlamadım hiç de anlayamayacağım heralde. Siz daha kendi arkanızı toparlayamıyorsunuz ama laflar boy boy!! Küçük akıllarınızla dünyayı fethettik sanıyorsunuz (her erkek dahil değil bu eleştiriye:)) Allah da evren de size cevabını verecektir!! Hani siz diyorsunuz ya dünyayı kadınlar yönetse çekilmez bir yer olur diye, emin olun sizin yönettiğiniz dünyadan daha iyi bir dünya olurdu. Çünkü hiçbir zaman kadınlar sizin gibi küçük dünyadan ibaret değiller de ondan. Çünkü KADINLAR İNSAN bir kere !!! İnsanlığından çıkmayan insan. Siz kendinizi daha bir halt zanneden bakalım beyler." Keser döner sap döner, gün gelir devran döner " diyerek yazımı bitiriyorum ve ezik olduğumuz için değil, Allah katında yüce bir cinsiyet olduğumuz için Kadınlar Günümüz Kutlu olsun ! 
 
Pttcell li olduğum için gelen mesajı PTT adına hepinize yolluyorum hanımlar :)

6 Mart 2015 Cuma

Adıyaman Nasıl Bir Yer #2

 
 
Bugün kendimi çok iyi hissediyorum, dualarınız iyi geldi sanırsam. ( çok teşekkürler herkese :)) Iyi hissettiğime göre Adıyaman nasıl bir yer 2' yi yapabilirim artık. Niye 2' yi yapıyorum, çünkü bir önceki yazımda yazmayı unuttuklarım var da ondan. 
• Eğer çalkştığınız kurumdan biri, birilerinin yakınları vefat ettiyse telefonunuza mesajla bildiriyorlar. Gitmek için taziye evinin adresini gönderiyorlar. Eğer taziye yeri Cemevi ise vefat eden kişi  Alevidir, eğer Alevi değilse taziye evi olarak mesaj geliyor. 
• Suyu çok temiz ama Ege' de içtiğim çayının tadını Adıyaman' da alamıyorum, içerisine karanfil de atsak olmuyor, olmuyor, olmuyor bizim buralardaki çay tadı.  
• Adıyaman insanı o kadar et yemelerine rağmen sizden bizden zayıflar. Her ne kadar bizim buralarda et pahalı olsa da Adıyaman' daki kadar et yenilmese de insanlar bizden zayıflar. Bu durum benim çok tuhafıma gitti. Hatta babamın çalıştığı işterinden birisinin evine gittik, kadın 4 çocuk doğurmuş ki çocukların yaş aralıkları çok da fazla değil, kadın benden zayıftı valla. :)  
• Bizim bu taraflar ovalık olmasına rağmen yollarımız hiç de G. Doğu' daki gibi değil. Bizim yollarımız yamalı ve hep yokuşludur, ama o taraflar öyle değil. Olurda arabayla giderseniz Afyon çıkışı sizi bir asfalt karşılayacak ve gideceğiniz her yere kadar dümdüz asfalt karşılayacak. Yanlış hatırlamıyorsam eğer 10' a yakan tünelleri/ geçitleri var. 
• Türbe ziyaretlerinde bahsettiğim bir konu türbe çevresi ve bakımı. Bizde türbeler çok kıymetlidir, türbenin bahçesinde çalgı, çengi, mangal, piknik, top oynama, kahkahayla gülme yoktur. Hatta türbede konuşurken bile sesimizi iyice kısarız. Burada bırakın türbe bahçesini, bahçe içindeki mezarlıkların yanıbaşında oluyor bütün bunların hepsi. Ve her yer çöp. Bizde türbe çok önemli dediğime bakmayın buradada çok önemli, saygıları var ama bizim kadar dikkat etmiyorlar.  
• Adıyaman insanı genelde çocuklarına Kürtçe öğretmiyorlarmış (kendileri hep bunu söylerler). Adıyaman' daki Kürtçe' nin diğer Kürtçeler' den farklı olduğu söylenir. Aslı varsa %50' si Türkçeymiş. Ben şahit oldum Kürtçe konuşmalarına ama çok fazla Türkçe kelime duymamadım :). Tek anlaşılan kelimeler Latince' den dilimize geçen bilimsel terimler, onlar da Türkçe değiller zaten. 
• Adıyaman' da en önemli sorunlardan biri de araç kullanma. Buradakiler kural falan dinlemiyorlar. Hiç sinyal vermeden 2 şerit öteden önünüze geçebiliyorlar, sizi görmelerine rağmen. 
Şimdilik bu kadar. Yeni bir şey öğrenirsem #3 etiketiyle karşınızda olurum... Iyi haftasonları!!

4 Mart 2015 Çarşamba

Beklemek !!

 
 
 
Bir önceki yazımın başlığı 'bir kitaplık reklam arası' ydı, ama galiba reklamları biraz uzatıcam. Bugünkü yazım başlıktan da anlaşılacağı gibi beklemek'ten bahsedicem. Herkesin hep bir beklentisi vardır bu hayattan, kimilerinin azdır kimilerinin de fazla. Benimkisi fazladan fazla hatta daha fazla. Böyle olunca tabii beklemek, dayanmak zor geliyor bazen. Sabreden derviş muradına ermiş dese de atalarımız Türk milleti olarak tez canlı olduğumuzdan beklemek bazen çok sancılı olabiliyor. Dün ilk defa zorlandım, acı çektim. Çok fazla kafama takmayın biriydim -tam da düne kadar. Abdülkadir Geylani Hazretleri "hüzünsüz bir neşe, darlıksız bir bolluk olmaz" dese de hemen istediklerim olsun istiyorum. Bir değil iki değil bin tane isteğim olunca da hepsinin birden gerçekleşmesi de mümkün değil haliyle. Bazı şeyleri ne kadar çabalarsak çabalayalım sonuçta Allah istemedikten sonra olmadığını düşünüyorum, belki de sabrımız da deneniyor da olabilir. Ama  kısacası beklemek benim için zor olmaya başladı dünden itibaren. Şikayetçi değilim bu durumdan, geç olsun da güç olmasın. Dün çok dolduğumu anladım ve sadece içimi dökmek istedim hepsi bu kadar. Ne olursunuz sizler de dualarınızda beni eksik etmeyin, seviyorum sizleri :))

2 Mart 2015 Pazartesi

Adıyaman Turuna Bir Kitaplık Reklam Arası :))

Reklam arası olan kitap da Oscar Wilde' ın yazmış olduğu Dorian Grey' in portresi. Şahsen ben geçen sene okudum ama hala en beğendiğim, hiç unutamadığım kitaplar arasında. Neden mi ? Yok böyle bir anlatış tarzı, yok böyle bir betimleme. Benim için 100 üzerinden 100 :))
 
 

 
 
Kitabın konusundan bahsetmicem, sadece mutlaka okuyun demekle yetinicem :)) 
Bugün bu kadar az yazmak geldi içimden. Sebebiyse Yaşar Kemal :((  Bu konuda da susmakla yetinicem. Sırf yeni blog açtığımdan sayfayı belli aralıklarla güncellemek için yazdığım bir yazı oldu bugün. Beni mazur görün bugünlük !!!